Ana içeriğe atla

Akdeniz Enerji Mücadelesi

Son zamanların güncel meselesi; doğu akdeniz enerji mücadelesi.

Medya da çokça bahsedildiği gibi doğu Akdeniz'de ciddi bir enerji mücadelesi var. Ve sıcak savaşa dönüşme ihtimali de oldukça yüksek. Öncelikle taraflara ve duruma bakalım;

Ortada Türkiye karşıtı çok güçlü bir ittifak var. Kıbrıs Rum kesimi, İsrail, Mısır, Yunanistan ve İtalya.
Bunların karşısında duran şimdilik sadece Türkiye. Çünkü bu ittifak ve planladıkları enerji koridoru Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin haklarını yok sayıyor.

Büyük güçlerin durumu nedir? Bu yapılan anlaşma Avrupa Birliği'nin Rus gazına olan ihtiyacını azaltacak. Rusya'nın kontrolü kaybetmesi Amerika'nında hoşuna gidecektir. Sadece Rusya zararda görünüyor. Burada Rusya potansiyel bir taktik müttefik olabilir. Çin ise hala Afrika'da oyalanıyor. Akdeniz'de henüz fazla etkisi yok.

Tablo hiç iç açıcı durmuyor açıkçası. Yunanistan'a yeni Amerikan üssü ve Patriot yerleştirme konuları boşuna gündeme gelmedi. Yada iki Fransız gemisi boşuna Yunanistan'a kiralanmıyor. Yada Rusya'nın sipariş ettiği iki adet amfibi helikopter gemisi Mısır'a neden verildi? Deniz ötesi operasyon için mi? Kıbrıs yada Türkiye? Başka ne için lazım olabilir öyle maliyetli gemiler, Mısır kapasitesinde ki bir ordu ve ekonomi için? Çok deli sorular var ortada.

Türk donanması tek başına teke tek te bu ittifak ülkelerinin hepsine karşı haklarını koruyabilir. Ama Hepsi birleşirse durum ne olur. ABD ve AB ne kadar işin içine girer? Suriye bahanesi ile zaten gemilerini bölgeye yığdılar.

Mavi Vatan tatbikatı ile Türkiye bir nevi dişini gösterdi. Uzun zamandır donanmayı yenileme projeleri zaten devam ediyor. 3 adet Milgem korveti ordumuza teslim edildi. Son korvet ve planlanan 4 i sınıfı fırkateyn yolda. 4 adet de hava savunma fırkateyni planlanıyor. 6 adet yeni tip deniz altı yine yolda. 1-2 yıl içerisinde denizaltıların ilki ordumuza teslim edilecek. Amfibi gemimiz TCG Anadolu 2021 de yedeği TCG Trakya ise ondan iki sene sonra hazır olacak. Daha bunlara benzer irili ufaklı onlarca proje ve sistem var.

Yani Türkiye durumu oturup izlemiyor. Bu projelerden anlaşılıyor ki;  zaten uzun zaman önce gelen tehlike fark edilmiş ve projelere başlanmış. S-400 de doğu akdeniz hava sahası kontrolü için elzem (Olmaz ise olmaz!!!). Patriot sistemleri ile bunu sağlayamayız. Gerçekçi bir yaklaşım ile bu kadar fazla ülkeye karşı işimiz oldukça zor. Ama caydırıcılığımızı arttırarak, bu ülkeleri Türkiye ile anlaşmaya zorlama imkanımız var.

Türkiye saldırılması ne kadar maliyetli bir ülke olur ise, o gaz rezervlerinin maliyeti de o kadar artar. Zaten bu maliyet çok yüksek. Türkiye ile anlaşmak, rakiplerimiz için o kadar karlı olur.

Bir de karşımızdaki ittifak büyük zayıflıklara sahip, İtalya hali hazırda sıkıntılar çıkarmaya başladı. Mısır da, Rusya'dan silah alımına devam ediyor. Yunanistan ve İsrail bu ittifakın en istekli ve çıkarlı gurupları. Yani Türkiye zayıf halka olan Mısır ve Italya'yı ittifaktan uzaklaştıracak hamleler yapmalı. Mesela Mısır'ı Rusya'nın kucağına itebilir (Tamamen kurgusal basit bir örnek). Bu durumda Amerika için Türkiye'nin azalan değeri sıçrama yapacaktır. Bu anlaşmayı bizim gibi istemeyen Rusya da bizim örsümüz haline gelebilir.

Aynı şekilde Suriye, Libya, Filistin ve Lübnan da ki etkinliğimiz de konu ile direkt bağlantılı. Bizim buralara yerleştirdiğimiz taşları koruyup güçlendirmemiz ve artırmamız gerek. Bu hamleler oyunun sonunda Türkiye ve KKTC'nin çıkarlarını korumamıza yardım edecek.

Yapılabilecek çok fazla hamle var. Sadece üşenmeden ve sıkılmadan çalışmak ve mücadele etmek lazım.

Yazar: Uğur Tutar




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygur Türkleri

Son zamanlarda gündemde olan bir konu. Aslında bu sorun uzun zamandır mevcut. Yıllardır Çin ve Uygur Türkleri arasında çeşitli sorunlar yer alıyor. İddialara bakılır ise Çin devleti sistematik olarak Uygur Türklerine baskı uyguluyor ve sindirip asimle etmeye çalışıyor. Binlerce insanı kamplara topluyor ve yerlerinden ediyor. Buna benzer pek çok iddia var. İddianın sahibi batı kaynakları. Bir yandan Çin tarafı ise iddialara karşı çıkıyor. Kampları kabul etmiyor. Ve sadece terörizm'e karşı mücadele ettiklerini iddia ediyorlar. İlk olarak Çin'in iddialarını güçlendiren iki adet konu var. Birincisi Suriye'ye gelen Uygur asıllı cihatçı gruplar ve DAESH üyeleri oldukça fazla miktardalar. Bu da net olarak gösteriyor ki Uygur Türkleri içinden beslenen bir damar var. Bir diğeri ise Uygur Türklerinin, özellikle önde gelenlerinin CIA ile olan yakın ilişkileri. Bana biraz PKK/YPG'yi hatırlatıyor. Asıl iddianın en önemli desteği ülkemizde bulunan Uygur Türkleri ve onların anl...

Amerikan CENTCOM Karargahı ve Türkiye Çatışması

Bir önceki yazımda EUCOM (Amerikan Avrupa Karargahı) ve Avrupalı NATO'nun Stratejesi ve Türkiye'ye ihtiyacından bahsetmiştim. Ama birde CENTCOM'dan bahsetmek gerek. Türkiye için kritik olan iki Amerikan (Dolaylı olarak NATO) karargahı. İlk olarak yanda ki resimde CENTCOM yetki alanına bir bakalım. Evet CENTCOM bütün Orta Doğu  ve Orta Asyadan sorumlu olan karargah. İlk olarak şunu belirteyim. Amerika'nın direkt yaptığı sıcak savaşlara bakarsanız bunların çoğunun (Hatta hepsinin) bu karargah tarafından yapıldığını görebilirsiniz. Örnek olarak Afganistan, Irak, Suriye. Bunların dışında öyle yada böyle müdahil olduğu diğer çatışma bölgeleri Yemen, İsrail-Filistin ve Pakistan-Hindistan. Yani Bölgenin yarısı çatışma altında. Bölgenin enerji kaynaklarını göz önünde bulundurur isek nedeni anlaşılıyor. CENTCOM en şahin yönetim tarzına sahip olan komutanlık. Bölgede onlar açısından en büyük problem bölgenin tam ortasında duran İran. Gerek Amerikan sistemine karşı olması, g...

Türkiye'yi Sınırlayan Beş Büyük Çivi

Hani bir insanı ellerinden çivileyip tutturursunuz ya. Aynı şekilde Türkiye'yi de sınırlayan beş adet devasa çivi var. Bunların ekonomik ve siyasi etkileri pranga gibi ayağımızda. Sırayla biraz bahsedelim. 40'lar da eklenen çivi "adalar". Evet Yunanistan'la olan sıkıntılarımız daha eski ve köklü ama adalar sorununun etkisi çok büyük. Yunanistan ile ekonomik potansiyelimizi sürekli etkiliyor. Her zaman bir gerilim durumu. Bölgede tutulan büyük miktarda askeri varlık, it dalaşları, ve bunun iki ülkeye getirdiği mali yük. Türkiye'nin önüne çıkan politik engellemeler ve sorunlar. Çözülmesi en zor olan sorun bu ve çözülseydi acaba Yunanistan bu kadar askeri harcama yapar mıydı? Türkiye'nin eli ne kadar rahatlardı? Ekonomiye katkısı ne olurdu? daha sonra gelecek olan Kıbrıs sorununu daha rahat çözebilir miydik? Daha pek çok getiri olurdu. 70'ler de eklenen ilk çivi "Kıbrıs". Yapılması gereken bir operasyondu. Ödenmesi gereken bir fedakarlık. Am...