Ana içeriğe atla

Amerikan CENTCOM Karargahı ve Türkiye Çatışması

Bir önceki yazımda EUCOM (Amerikan Avrupa Karargahı) ve Avrupalı NATO'nun Stratejesi ve Türkiye'ye ihtiyacından bahsetmiştim. Ama birde CENTCOM'dan bahsetmek gerek. Türkiye için kritik olan iki Amerikan (Dolaylı olarak NATO) karargahı. İlk olarak yanda ki resimde CENTCOM yetki alanına bir bakalım.

Evet CENTCOM bütün Orta Doğu  ve Orta Asyadan sorumlu olan karargah. İlk olarak şunu belirteyim. Amerika'nın direkt yaptığı sıcak savaşlara bakarsanız bunların çoğunun (Hatta hepsinin) bu karargah tarafından yapıldığını görebilirsiniz. Örnek olarak Afganistan, Irak, Suriye. Bunların dışında öyle yada böyle müdahil olduğu diğer çatışma bölgeleri Yemen, İsrail-Filistin ve Pakistan-Hindistan. Yani Bölgenin yarısı çatışma altında. Bölgenin enerji kaynaklarını göz önünde bulundurur isek nedeni anlaşılıyor.

CENTCOM en şahin yönetim tarzına sahip olan komutanlık. Bölgede onlar açısından en büyük problem bölgenin tam ortasında duran İran. Gerek Amerikan sistemine karşı olması, gerek ABD'nin bölgedeki en büyük müttefiki İsrail tarafından ana tehdit olarak görülmesi, gerekse diğer müttefikleri GULF ülkelerinin İran'ın yayılmacı politikalarından korkmaları nedeni ile ana hedef İran. Tabi İran'ın Çin'e enerji vermesi ayrı bir etken. Kontrol edilmesi gereken bir ülke haline geliyor. Daha ayrıntıya girmeyeceğim lakin izlenen stratejiyi anlamak için bunu kabul etmek gerekiyor. Burada ki amaçları İran'ı bir şekilde kontrol etmek. Son zamanlarda yapılan açıklamalara bakılır ise, hedef 1-2 yıl içinde Iran'da rejim değişikliği yapmak. Yada en azından İran'ın elini Suriye ve Iraktan çektirmek. Bunu da yaptırımları arttırarak (ABD'nin yapılan nükleer anlaşmadan çekilme nedeni) sağlamak istiyorlar.

İkinci hedef enerji yoluna hakim olmak. Bunun için Afganistan ve Pakistanda operasyonlar yürütüyorlar. Bu iki ülke de yapılan operasyonun ana amacı Çin'e giden enerji koridoruna hakim olmak. Denizler zaten ABD'nin kontrolü altında.

Bir diğer hedef İsrail'in güvenliği. Bunu da Lübnan, Ürdün, Suriye ve Mısır'ı kontrol altına alarak sağlamak istiyorlar. Suriye politikasının temeli bu. Mısır darbesininde nedeni bu. Burada bir daha ki hedef büyük ihtimalle son seçimlerini Hizbullahın kazandığı Lübnan olabilir. Hedef Suriye Lübnan ve bu ülkelerde ki İran etkisi.

Gelelim Türkiye için kritik olan ana konulara. Irak ve Suriye. Evet ABD net olarak Irak ve Suriye'de kendi kontrolünde bir yapı kurmak istiyor. Buna da en elverişli grup olan Kürt'leri seçmiş durumda. Bu 80'li yıllardan beri düzenli olarak işlenen bir politikanın devamı. Ve Irak savaşında Türkiye'de tezkerenin geçmemesi sonucunda, bölgede Kuzey Irak Kürt yönetiminin ABD'nin yanında olan müttefik olması ile durum keskin bir hal aldı. O dönemde Bölgede KIKY gibi gruplarla çalışan askerler bu gün CENTCOM'da üst noktalara doğru tırmandı. Yani bugün YPG-PKK gibi terörist grupları müttefik olarak görmeleri bunların sonucu. Ve bu durum maalesef kolay kolay değişmez. Hele ki öyle masada konuşmak ile yada diplomasi ile değişmez. Türkiye'nin artık bunu anlayıp buna göre pozisyon alması gerekiyor.

Peki Orta Asya? Burada hiç bir planları yok mu? Tabi ki burada ki Rus etkisini kırmak istiyorlar. Örnek Kırgızistan'da yapılan darbe girişimleri ve ayaklanmalar. Bu konuda sağ olsun FETÖ'nün de ciddi etkisi oldu. Neden Kırgızistan'ın Türkiye'ye en uzak duran Türki Cumhuriyet olduğunu anlamak zor değil. Tabi bu durum son iki yılda Türkiye'nin FETÖ karşıtı hareketi ile değişmeye başladı. Beraberinde yakınlaşma başladı.

Yani CENTCOM için bölgede ana hedefler; enerjinin ve enerji yollarının kontrolü, İsrail'in güvenliği, bu ikisini sağlamak için  İran'ın baskılanması ve kontrolü, son olarak bölge de oluşmaya başlayan Rus ve Çin etkisinin kırılması. Ana konulardan bahsettim. Bunların bazılarının ayrıntılarına ileride gireceğim. Sadece genel bir çerçeve vermek istedim. Doğu Akdeniz de ki enerji savaşına hiç girmiyorum.

Sonuç bölgede CENTCOM'un politikalarının çoğu Türkiye ile zıt. Bunu kabullenmek gerekiyor. Ve buna göre hareket etmemiz lazım. Her ne kadar karşılıklı sorunlar ve tehlikeler olsa da Suriye de İran ve Rusya ile kurulan denge çok önemli, bozulur ise yalnız kalırız. ABD ile aramız düzelse de düzelmese de ABD burayı bölmeye kararlı. Bizim bölgede müttefik artırmamız gerekli. Mesela seçimi kazanan Irak'lı Sadr, Lübnan, Ürdün kralı Abdullah olası adaylar.

Yazar: Uğur Tutar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygur Türkleri

Son zamanlarda gündemde olan bir konu. Aslında bu sorun uzun zamandır mevcut. Yıllardır Çin ve Uygur Türkleri arasında çeşitli sorunlar yer alıyor. İddialara bakılır ise Çin devleti sistematik olarak Uygur Türklerine baskı uyguluyor ve sindirip asimle etmeye çalışıyor. Binlerce insanı kamplara topluyor ve yerlerinden ediyor. Buna benzer pek çok iddia var. İddianın sahibi batı kaynakları. Bir yandan Çin tarafı ise iddialara karşı çıkıyor. Kampları kabul etmiyor. Ve sadece terörizm'e karşı mücadele ettiklerini iddia ediyorlar. İlk olarak Çin'in iddialarını güçlendiren iki adet konu var. Birincisi Suriye'ye gelen Uygur asıllı cihatçı gruplar ve DAESH üyeleri oldukça fazla miktardalar. Bu da net olarak gösteriyor ki Uygur Türkleri içinden beslenen bir damar var. Bir diğeri ise Uygur Türklerinin, özellikle önde gelenlerinin CIA ile olan yakın ilişkileri. Bana biraz PKK/YPG'yi hatırlatıyor. Asıl iddianın en önemli desteği ülkemizde bulunan Uygur Türkleri ve onların anl...

Türkiye'yi Sınırlayan Beş Büyük Çivi

Hani bir insanı ellerinden çivileyip tutturursunuz ya. Aynı şekilde Türkiye'yi de sınırlayan beş adet devasa çivi var. Bunların ekonomik ve siyasi etkileri pranga gibi ayağımızda. Sırayla biraz bahsedelim. 40'lar da eklenen çivi "adalar". Evet Yunanistan'la olan sıkıntılarımız daha eski ve köklü ama adalar sorununun etkisi çok büyük. Yunanistan ile ekonomik potansiyelimizi sürekli etkiliyor. Her zaman bir gerilim durumu. Bölgede tutulan büyük miktarda askeri varlık, it dalaşları, ve bunun iki ülkeye getirdiği mali yük. Türkiye'nin önüne çıkan politik engellemeler ve sorunlar. Çözülmesi en zor olan sorun bu ve çözülseydi acaba Yunanistan bu kadar askeri harcama yapar mıydı? Türkiye'nin eli ne kadar rahatlardı? Ekonomiye katkısı ne olurdu? daha sonra gelecek olan Kıbrıs sorununu daha rahat çözebilir miydik? Daha pek çok getiri olurdu. 70'ler de eklenen ilk çivi "Kıbrıs". Yapılması gereken bir operasyondu. Ödenmesi gereken bir fedakarlık. Am...