Ana içeriğe atla

NATO Avrupa Komutanlığı Stratejisi ve Türkiye

Dünyanın içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında konuşacak o kadar çok konu var ki, hangisinden başlayacağıma karar vermekte zorlandım. Bende son zamanlarda izlediğim bir konferans video'sundan başlamaya karar verdim.

Bildiğiniz gibi ABD'de pek çok düşünce kuruluşu "Thinktank" var. Bunlardan biri CSIS. Bu kuruluş tarafından düzenlenen bir konferans var. Konu doğu akdeniz. İki adet katılımcı var. Ana katılımcı Amiral James G. Foggo, Amerikan Avrupa ve Afrika Deniz Kuvvetleri Komutanı. Diğer katılımcı Jon B. Alterman CSIS başkan yardımcısı ve Ortadoğu konusundan sorumlu kişisi. Birde moderatör hanım efendi var tabi. Son olarak şunu belirteyim Alterman İsrail'i seven birisi (Bu benim yorumum). Amiral Foggo ise Kanada asıllı bir NATO'cu.

Ben bu konferansı Doğu Akdeniz hakkında ki düşüncelerini dinlemek için izledim. Lakin enteresan bir şekilde konferansın bir noktasında Alterman konuyu Türkiye'ye getirdi.

Alterman'ın söylediği "Türkiye ile Suriye politikası üzerinde uyuşmuyoruz. Türkiye uluslar arası yasalara aykırı hareket ediyor. Türkiye ve NATO ilişkilerinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Pakistan'a yaptırım uyguladıkları örneğini vererek, Türkiye doğru yolda gitmiyor. Üzerine gitmeli miyiz yoksa anlamaya mı çalışmalıyız?"

Foggo'nun cevabı ise "Türkiye NATO'nun bir parçası. Yani müttefikimiz. Oldukça arkadaş canlısı ve profesyonellerler. (NATO içindeki Türk komutanlar ile olan olumlu ilişkilerinden bahsediyor. Yakın zamanda Türkiye'yi ziyaret edeceğini söyledi...vs.) Türk müttefiklerimiz ile konuşmaya devam etmemiz çok kritik. Onların güvenlik endişeleri ve ilgileri konusunda konuşmalıyız. Bizim yerleşmiş olan hareket tarzımız ve onların kendilerini savunulma hakkı hakkında konuşmalıyız. Ve bence en önemli konu Türkiye hala güçlü bir müttefik. Çünkü oldukça güvenilir bir güç, hem karada, hem havada hemde denizde. Ve biz birlikte güçlüyüz. "

Alterman "Türkiye'nin otoriterleşen politikasının müttefikliğe (NATO) negatif etkileri var mı? "

Foggo "Ben herhangi bir etki görmüyorum (NATO açısından). Konu politikaya gelince benim alanımın dışında." Ve nedenini açıklıyor. Yani kısaca o toplara girmem diyor.

Bizi ilgilendiren en önemli kısmı paylaştıktan sonra daha öncesinde Foggo 5 kaya olarak tanımladığı konulardan bahsetti. Bunlar Italya'da yeni kurulan hub (Afrika ve Ortadoğu için kurulan merkez. Avrupaya göçle mücadele eden merkez. ), Irak, Kuzey Avrupa, Balkanlar ve Romonya'da kurulan yeni NATO merkezi.

 Belki ileride bunları ayrıntılı olarak yazarım lakin bu 5 kaya tanımı şu manaya geliyor. NATO Avrupa kuvvetleri olarak önceliklerimiz;
*Avrupaya gelen göç dalgası ile mücadele.
*Irak'ta ki askeri eğitimler ve etkinliğimizin temini.
*Balkanlarda ki etkinliğimizin devamı ve mevcut stabilitenin korunması.
*Direkt isim vermese de Rusya'ya karşı Romanya (Karadeniz) ve Kuzey Avrupa üzerinden baskı ve önleyicilik uygulama.

Bunların dışında Rusya ile Karadeniz üzerinde yaşanan hava sahası ile ilgili sıkıntılardan bahsetti. Ve daha önemlisi ve benim ileride daha derin irdeleyeceğim konu olan Rusya'nın akdeniz de elde ettiği güçlenme. Suriye'de ki deniz üssünün güçlenmesi ve Rusyanın bölgeye sevk ettiği gemiler vs. Kendi tanımı ile Rusya burada artık kalıcı ve bunu kabul edip önlem almalılar.

Sonuç olarak benim yorumum, gördüğüm kadarı ile NATO Avrupa komutanlığının en büyük endişesi Rusya. Konu Doğu Akdeniz olmasına rağmen stratejiler genellikle Rusya'ya karşı. Rusya'yı ve göçmenleri kendilerine karşı en büyük tehdit olarak görüyorlar. Stratejileri de bunun üzerine kurulu. İlginçtir ki iki konu da da Türkiye'ye ciddi miktarda ihtiyaç duyuyorlar. Mantıklı olarak, Amiral Foggo'nun Türkiye yanlısı tutumu da bundan kaynaklanıyor. Politik sorunlarınız olabilir ama askeri olarak Türkiye'ye ihtiyacımız vara getirdi konuyu.

Not: Yorumum sadece EUCOM (Avrupa Komutanlığı) üzerine. Yoksa CENTKOM (Orta Doğu ve Orta Asya Komutanlığı) tamamen başka bir noktada. Yada Pentagon ve Amerikan siyaseti olaylara farklı bakıyor.

Yazar: Uğur Tutar

Ek Not: Konferansı izlemek isteyenler için link;
https://www.youtube.com/watch?v=QqEBiN0Poto

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygur Türkleri

Son zamanlarda gündemde olan bir konu. Aslında bu sorun uzun zamandır mevcut. Yıllardır Çin ve Uygur Türkleri arasında çeşitli sorunlar yer alıyor. İddialara bakılır ise Çin devleti sistematik olarak Uygur Türklerine baskı uyguluyor ve sindirip asimle etmeye çalışıyor. Binlerce insanı kamplara topluyor ve yerlerinden ediyor. Buna benzer pek çok iddia var. İddianın sahibi batı kaynakları. Bir yandan Çin tarafı ise iddialara karşı çıkıyor. Kampları kabul etmiyor. Ve sadece terörizm'e karşı mücadele ettiklerini iddia ediyorlar. İlk olarak Çin'in iddialarını güçlendiren iki adet konu var. Birincisi Suriye'ye gelen Uygur asıllı cihatçı gruplar ve DAESH üyeleri oldukça fazla miktardalar. Bu da net olarak gösteriyor ki Uygur Türkleri içinden beslenen bir damar var. Bir diğeri ise Uygur Türklerinin, özellikle önde gelenlerinin CIA ile olan yakın ilişkileri. Bana biraz PKK/YPG'yi hatırlatıyor. Asıl iddianın en önemli desteği ülkemizde bulunan Uygur Türkleri ve onların anl...

Amerikan CENTCOM Karargahı ve Türkiye Çatışması

Bir önceki yazımda EUCOM (Amerikan Avrupa Karargahı) ve Avrupalı NATO'nun Stratejesi ve Türkiye'ye ihtiyacından bahsetmiştim. Ama birde CENTCOM'dan bahsetmek gerek. Türkiye için kritik olan iki Amerikan (Dolaylı olarak NATO) karargahı. İlk olarak yanda ki resimde CENTCOM yetki alanına bir bakalım. Evet CENTCOM bütün Orta Doğu  ve Orta Asyadan sorumlu olan karargah. İlk olarak şunu belirteyim. Amerika'nın direkt yaptığı sıcak savaşlara bakarsanız bunların çoğunun (Hatta hepsinin) bu karargah tarafından yapıldığını görebilirsiniz. Örnek olarak Afganistan, Irak, Suriye. Bunların dışında öyle yada böyle müdahil olduğu diğer çatışma bölgeleri Yemen, İsrail-Filistin ve Pakistan-Hindistan. Yani Bölgenin yarısı çatışma altında. Bölgenin enerji kaynaklarını göz önünde bulundurur isek nedeni anlaşılıyor. CENTCOM en şahin yönetim tarzına sahip olan komutanlık. Bölgede onlar açısından en büyük problem bölgenin tam ortasında duran İran. Gerek Amerikan sistemine karşı olması, g...

Türkiye'yi Sınırlayan Beş Büyük Çivi

Hani bir insanı ellerinden çivileyip tutturursunuz ya. Aynı şekilde Türkiye'yi de sınırlayan beş adet devasa çivi var. Bunların ekonomik ve siyasi etkileri pranga gibi ayağımızda. Sırayla biraz bahsedelim. 40'lar da eklenen çivi "adalar". Evet Yunanistan'la olan sıkıntılarımız daha eski ve köklü ama adalar sorununun etkisi çok büyük. Yunanistan ile ekonomik potansiyelimizi sürekli etkiliyor. Her zaman bir gerilim durumu. Bölgede tutulan büyük miktarda askeri varlık, it dalaşları, ve bunun iki ülkeye getirdiği mali yük. Türkiye'nin önüne çıkan politik engellemeler ve sorunlar. Çözülmesi en zor olan sorun bu ve çözülseydi acaba Yunanistan bu kadar askeri harcama yapar mıydı? Türkiye'nin eli ne kadar rahatlardı? Ekonomiye katkısı ne olurdu? daha sonra gelecek olan Kıbrıs sorununu daha rahat çözebilir miydik? Daha pek çok getiri olurdu. 70'ler de eklenen ilk çivi "Kıbrıs". Yapılması gereken bir operasyondu. Ödenmesi gereken bir fedakarlık. Am...